7 Eylül 2010 Salı

Piraye' ye Mektuplar..



Çekilmez bir adam oldum yine : 

uykusuz, aksi, nâlet. 

Bir bakıyorsun ki 

ana avrat söver gibi, azgın bir hayvanı döver gibi bugün çalışıyorum, 
sonra bir de bakıyorsun ki 
ağzımda sönük bir cıgara gibi tembel bir türkü 
sabahtan akşama kadar sırtüstü yatıyorum ertesi gün. 
Ve beni çileden çıkartıyor büsbütün 
kendime karşı duyduğum nefret 
ve merhamet... 

Çekilmez bir adam oldum yine : 
uykusuz, aksi, nâlet. 
Yine her seferki gibi haksızım. 
Sebep yok, 
olması da imkânsız. 
Bu yaptığım iş ayıp 
rezalet. 
Fakat elimde değil 
seni kıskanıyorum 
beni affet...




8 Ekim 1945






Dün gece rüyama girdin :
dizimin dibinde oturuyormuşun.
Başını kaldırdın, kocaman, sarı gözlerini bana çevirdin.
Bir şeyler soruyormuşun.
Islak dudakların kapanıp açılıyor,
sesini duymuyorum ama.

Gecenin içinde bir yerlerde aydınlık bir haber gibi saat çalıyor.
Havada fısıltısı başsızlığın ve sonsuzluğun.
Kırmızı kafesinde, kanaryamın : «Memo»mun türküsü,
sürülmüş bir tarlada toprağı itip yükselen tohumların çıtırdısı
ve bir kalabalığın haklı ve muzaffer uğultusu geliyor kulağıma.
Senin ıslak dudakların hep öyle açılıp kapanıyor
sesini duymuyorum ama...

Kahrederek uyandım.
Kitabın üstünde uyuyakalmışım meğer.
Düşünüyorum :
yoksa senin miydi bütün o sesler?


9 Ekim 1945










Gözlerine bakarken
güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma,
bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde kayboluyorum...
Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,
durup dinlenmeden değişen ebedî madde gibi gözlerin :
sırrını her gün bir parça veren
fakat hiçbir zaman
büsbütün teslim olmayacak olan...

10 Ekim 1945









                 




Yeryüzünde hiçbir insan,hiçbir insana benim sana yaptığım kötülüğü yapmamıştır.Bütün bunlara rağmen gel. Sana “gel” diyecek kadar yüzsüz ve alçaksam ne halt edeyim,öyleyim işte. Fakat gel. Ve benden nefret ederek,beni hor hakir görerek de olsa, beni bir daha yalnız bırakma!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumsuz bir hayatı seçiyorum demeyelim :)))