6 Eylül 2010 Pazartesi

AşK üStÜnE...


Bir aşk için yapabilecegin her seyi yaptığına inaniyorsan ve 

buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun.
 

Giden zaten gitmeyi kafasına koymustur ve 
yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe 
yaramayacaktır. 
Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya 
hazırdır. 
Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kusun kanadı neden beyaz degil?" diye 
bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. 
iki ucu keskin bıçaktır bu işin. 
Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. 
Bu mahkemede 
hafifletici sebepler yoktur. iyi halin cezanda indirim sağlamaz. 
Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine 
engeller koyuyorsa bu onun sorunu. 
Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu 
eksikligi bildiği halde tamamlamak için ugraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki 
onun için? 
Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar 
yaşasın. 
Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok 
oldu. 
Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. 
Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kisiye bağlamadın ki.... 
Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu 
oluyorsun unuttun mu? 
Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif 
verecek sana. Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin 
kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.... 
Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir. Yürek 
sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma;



yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru 
yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret 
günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler degil, güneşin 
çiçekleri dolduracak yüreğini......



Nazım Hikmet


           







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumsuz bir hayatı seçiyorum demeyelim :)))