9 Temmuz 2010 Cuma

Ne Çıkar Ateşböceği Sansalar Bİzi


"düşünüyorum da,                                                                    
sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek. 
Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi, 
Cesaretsizliğimizin anlaşılması, 
Korkularımızın paylaşılması 
Sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti. 
Kabuklarımızın altında 
Kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız. 
Ve ne kadar güçlü korunuyoruz, kalkanlarımızın ardında. 
Hissedilmeden, el değmeden, sevgimizi göstermeden. 
İstiridyeler, deniz minareleri, midyeler. 
Kirpiler ve kaplumbağalar gibi. 
Sahi koruyor mu bu çatlamamış sert kabuk? 
Kimse incitemiyor mu, duygularımızı, inançlarımızı, benliğimizi? 
Yoksa zarar mı veriyor bu ürkeklik, bu kabuk bize.? 
Hissettiklerimizi gölgeliyor, yansıtmıyor gerçek kimliğimizi, 
Duyularımızı bastırıyor, elele tutuşmamızı engelliyor mu? 
Eğer bir yıldız gibi ışıl ışılsam ve bir yıldız kadar parlak. 
Ne çıkar ateş böceği sansalar beni.? 
Belki en hoyrat yürek bile, ateş böceğinin o uçucu, masum, sevimli çocuksuluğunu el kaldırmaya kıyamaz? 
Güçlü kapıların arkasına kilitlesem kendimi, korkaklığımı, sevgi isteğimi 
En insani yönlerimi kayıtsızca sunabilsem, bu sert kabuğun ağırlığından kurtulup, bir kuş gibi uçacağım özgürce. 
Anlaşılacağım ve bir ayna gibi yansıyacağım karşımdakine. 
O da çözülecek belki samimi ve güvenliksiz, silahsız biriyle göz göze gelince. 
Oysa bir görebilsek bunu, kalmadı böyle insanlar demesek. 
Güven duygusuna bu kadar muhtaç olmasak. 
Kırılmaktan korkmasak 
İncinsek yaralansak. 
Ne olur bir darbe daha alsak. 
Yeniden açsak kendimizi, atabilsek o kabuğu 
Denesek 
Risk alsak 
Yanılsak 
Farketmez 
Tekrar tekrar bıkmadan denesek ve kucaklaşsak yeniden, tıpkı eskisi gibi. 
Ne olduğunu anlayamadığımız o onbeş yıldan öncesi gibi. 
O zaman farkedeceğiz. 
Ne kadar özlediğimizi birbirimizi. 
Neler biriktirdiğimizi, 
Kaybolan değerlerimizi ne kadar özlediğimizi 
Beraber geldik beraber gidiyoruz oysa. 
Vakit az, paylaşmak, sarılmak için. 
Yaşadığımız coğrafya zor, şartları ağır. 
Yüreği daha fazla küstürmemek lazım. 
Sırtımızda ağır küfeler, her gün katlanan. 
Ve koşullar bir türlü düzelmeyen. 
Sevgiye çok ihtiyacımız var. 
Ufukta kar bir kış görünüyor. 
Ancak birbirimize sokulursak atlatırız o günleri. 
Kırın o sert ağır kabuklarınızı. 
Kurtulun bu yükten. 
Korumuyor o kabuklar, aksine zarar veriyor bize. 
Yalnızlığa mahkum ediyor bizleri. 
Hem hepimiz bir yıldızız. 
Ne çıkar ateşböceği sansalar bizi." 

R. Tagore



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumsuz bir hayatı seçiyorum demeyelim :)))