18 Haziran 2010 Cuma

köprüler...

Zordur köprüleri yıkmak... 
SIradan sabahların mahmurluğuna alısmışlar için, 
bir şafak vakti aniden geçmisinden ve bugününden vazgeçmek, 
ve içinde her nasılsa saklamayı basarmış bir yarın heyecanının kanadına 
tutunarak havalanmak cesaret ister. 
Kurulu düzen öylesine rahat, öylesine huzur doludur ki, 
ruhuna gömülü çocuğu, yıllarca kınında beklemiş keskin bir kılıç gibi 
uyandırıp dört nala ilerlemek, yaman bir karara dönüşür. 
Zordur insanın onca zaman bunca emekle kurduğu ne varsa hiçe sayıp, mağlup 
ama mağrur bir komutan edasıyla yeni seferlere niyetlenmesi... 
Bugüne yenik düşenler, yarını sadece hoş bir hayal olarak düşleyip, dünde 
yaşarlar. 
Bedel ödemeyi göze alanlar ise, yelkenleri atlastan gemilerle, arkalarında 
külden köprüler bırakarak, meçhul bir istikbale doğru dümen kırarlar.... 
Yıkılan sırat köprüsüdür.... 
Geçer ve orada kalırsınız: 
cennetse cennet, cehennemse cehennem... 
Dönüşü yoktur.... 

CAN DUNDAR


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumsuz bir hayatı seçiyorum demeyelim :)))