24 Ocak 2010 Pazar

meğer susmak..

Biliyor musun; umarsız bir yıkımdı gidişin Liman boyu uzanan iç kanamalı bir suskunluktu bizden geriye kalan

Oysa bilmeliydin; bütün bir hayatı ürpererek yaşama cesaretiydi aşk Ve yola çıkıldığında göze alınmalıydı aşkın adressizliği

Sen bir tepeden masal gibi geldiğinde gözlerime ben kendi masalımı terk edip gözlerine benzeyen bir deniz seçmiştim kendime Bana aşkı öğretmişsen yorgun terli bir tepede; bırak isyanım tam olsun yüreğimin sessizliğindeki kıyamete bilirim sen kendince bir hayatı onarmaya düşkünsün Onarmak içinse gidişin; sen önce seni affet Adına mavi dediğin çoğul eksikliğinde

bazen seni affedebiliyor muydun beni ağladığında?

Bilirsin; ben ki kabilesiz bir savaşçı Senden aldığım bütün anlamları sana geri verdim Bir "içim"; kaldı ben de bir de aklımın aldanmışlığı Haklısın sende bensiz sularında elbet denizi aşmış bir okyanus telaşı yaşanacaktı Bağışla sözlerimi Bağışla gözlerimi Dahası yok fazlası az

bazen terk edip gidebilmeli bu şehri kendi çaresizliğinde Bazen inceldiği yerden kopmalı hayat Neyse! Sen benden ötedeben senden uzakta ne kadar çok "vardık" oysa ne kadar çok kaybolurken bile karşımda yorgun bir adam var şimdi; özleyişlerini reddetmek uğruna yorgun düşmüş bir gemi bu gemi nereye gidiyor usta içim boş gemiler boş Bu gemi nereye gidiyor usta

Bir romanı bitirmiş gibiydi sustuğunda Bende sustum onunla en iyi yaptığımdı susmak Uzun bir sessizliğin sonrasında "susuşlarımızda sen benim susuzluğumu dindirecek yağmurunu bulamadığını sandın ben senin yağmurunu yağdıracak o bulutunu Oysaki yağmur bulutta saklıydı bulutta yağmurda Susmasaydık bulacaktık" dedim

Neden geçmişin muhasebesini yapmaya başlamıştık bilmiyorum Son sözleri iyice içime oturdu

"Bana bir kere susma hakkı verseydin sana neler söylemeyecektim! Oysa sen hep payına susmaları aldın bana ise hep sessizliğin ezeceği vakitlerle savaşmalar kaldı Evet! susmak birilerini hep konuşmaya mahkum etmekti Ve en çok konuşan en fazla hata yapandı her zaman En çok susanın hep haklı kaldığı gibi Sessizlikten korkan birine sessizlik dayatmak (hem de bir lütuf bir armağan gibi) işlenen en haklı suçtu Sen tüm suskunlukları kimseye bırakmayacak kadar bencil herkesi suskunluğuna özendirecek kadar cömerttin Sana söylenenlerle sana anlatılanlarla herkesin sırrını bildin ama kimseye bir şey söylemedin Oysa izin verseydin benimde sana söylemeyecek ne çok şeyim vardı insanları sadece dinleyerek böyle çıplak böyle savunmasız bırakmayı nerden öğrendin? Başkalarına ait bunca sırrı taşımak seni neden hiç yormadı?

Sen en çok bana sustun; ben en çok sana konuştum Sana benzemeye başladığımdaysa bende içimi susarak döktüm Yoksa içim dökülecekti Susacak hiçbir şeyin kalmadığında ise içindeki sessiz diyaloglarla benden çekip gittin

Meğer susmak insanın içiyle konuşmasıymış Geç fark ettim!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumsuz bir hayatı seçiyorum demeyelim :)))