22 Kasım 2010 Pazartesi

gitmek gerek bazen...


Bazen gitmek gerek yaşamdan, her yerden

Bırakmak gerek bugünlerde, işi gücü, sevgileri aşkları, parayı pulu. Gözün görmeden, kulağın duymadan, yüzün gülmeden gitmek gerek buralardan.
Nereye olduğunu bilemediğin yollara, neden olduğunu anlamadığın sebeplerle çıkmak gerek. Kimseyi yanına katmadan, kendini bile olduğun yerde bırakarak gitmek.

Gitmek gerek bazen.
Bazen buralardan
Bazen bu zamandan
Bazen bu yerlerden.

Tanıdık tanımadık her yerden, her şeyden gitmek gerek.
Neresi olduğunu bilmediğin yerlere, nereye çıkacağını bilmediğin yollara sapmak gerek. Kaybolunca sormamak gerek kimseye neresi diye. Durunca kalmak gerek oralarda. Ayakların seni götürene kadar kalmak. İçinden yeniden gitmek gelen kadar durmak gerek orada. Kim ne derse desin umursamadan, hatta herkese bir şey söyleyerek gitmek gerek. Kiminin gözünün yaşına bakmadan, kiminin gözünün içine baka baka gitmek gerek.

Ne kimseden kaçarak, ne yaşama koşarak, sadece yola çıkmak gerek, adı gitmek olsun diye.
Zaman mekan aramadan, yer, iz yol sormadan canını savurmak her istediğin yere.

Gittim ben, gidiş o gidiş.
Ağlamaktan, üzülmekten çare olmadığını görüp gittim, neresi olduğunu bilmediğim yerlere. Hayalini kurduğum sevgilerin aşkların yaşandığı, aradığım insanları bulduğum, kaybettiklerimi gördüğüm yerlere gittim. Benim olsun olmasın fark etmeyen, ben sevsin sevmesin önemsemediklerimin yanında aldım soluğu.
Saçımın şekline, gözümün rengine aldırmayanların, görünüşüme değil, benim derdime bakanların olduğu diyarlara gittim. Para pulun hüküm sürmediği, ahbabın, eşin dostun önemli olmadığı, sadece sen olmanın kıymetli olduğu yerlere gittim.

Gittiğimi sandım.
Farklı insanların olduğu, kendim gibilerin yaşadığını sandığım yerlere gittim. Anladım ki hayat boş. Yaşam anlamsız. Her yer herkes aynı. İnsan olmak her türlü anlamsızlık için yeterli. Hayatı anlamsızlaştıran da, mekânları çirkinleştiren de, anları öldüren de insan, hep insan.

Sen ve ben gibiler. Sonra biz, sonra onlar olanlar. Ama aslında yok bizden farkları. Her şeyi biz yapıyoruz, biz bozuyoruz. Biz kırıp döküyoruz, tamir etmeye çalışıyoruz. Yakışanı da yakışmayanı da, biz olanı da olmayanı da yapıyoruz.İnsan olmak sebepli sebepsiz yaşamak için yeterli. Hayatı zorlaştıran da, kendinden bıktıran da, yaşamı bıraktıran da hep insan.
İnsan.

Aslında insandan gitmek gerek.
En önemlisi insanı bırakıp gitmek.
İnsanı insandan çok yoran, bitiren, sindiren başkası var mı?
Durduk yere, sebep aramadan insanı insanlığından eden var mı?

Ben gittim.
İnsanı bırakıp gittim.
En azından gitmeye çalıştım, denedim.
Sadece kendimi aldım yanıma, beni.
Bazen onu da bıraktım yollarda.
Baktım olmuyor bensiz olmak, geri döndüm yine aldım.
Benin dışındaki her şeyi herkesi boş verdim , bıraktım.
Yoruldum taşıdığım insan yüklerinden
Yoruldum bana yük olan insan siluetindekilerden.
Nereye gitsem peşimi bırakmayanlardan,
Peşimde olmasa da izimi sürenlerden.

Aslında gitmek hep gerekli bazen değil. Her yere ait olmak gerek, bir yere değil.
Kendine hesap vermek gerek, etrafa değil. Kendinden sorumlu olmak gerek, herkesten değil.
Yaşamak için gitmek gerek.
Yaşamı anlamak için gitmek gerek.
Anlaşılmak için gitmek gerek.
İnsan olmak için gitmek gerek.
Sormayın işte nedenini
En çok
Gitmek gerektiğinde gitmek gerek...

alıntıdır....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumsuz bir hayatı seçiyorum demeyelim :)))