Bizim mantığımızla hayatın mantığı asla birbirine uymuyordu.
Bir kadın, trenin penceresinden dışarı bakabilir,
bu sırada gözüne bir kömür parçası kaçar,
o ehemmiyet vermeden bunu ovuşturur
ve
bu minimini hadise
dünyanın en güzel gözlerinden birini kör edebilirdi.
Yahut bir kiremit,
hafif bir rüzgarla yerinden oynayarak,
devrin gıpta ettiği bir kafayı parçalayabilirdi.
Göz mü mühim kömür parçası mı,
kiremit mi mühim kafa mı,
diye düşünmek nasıl aklımıza gelmiyorsa
ve
bütün bunları nasıl hiç mütalaa yürütmeden kabule mecbursak,
hayatın daha başka türlü birçok cilvelerine de
aynı tevekkülle katlanmaya mecburduk.
kürk mantolu madonndan alıntı...
Hayatın cilvesi kderin cilvesi demek oluyor sanırım.
YanıtlaSil